Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
O eskiden bir banka memuruydu.
- She was formerly a bank clerk.
Eskiden bu kent güzeldi.
- Formerly, this city was beautiful.
O zamana kadar döneceğim.
- I'll be back by then.
Tom o zamana kadar geri dönebilir.
- Tom may be back by then.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
- Had you come a little earlier, you could have met her.
O zamana kadar bitirebilir misin?
- Can you finish by then?
O zamana kadar döneceğim.
- I'll be back by then.
Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda.
- Tom now has to get up much earlier than he used to.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
- We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.