Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.
- He was prejudiced against women drivers.
Sanırım Tom önyargılı.
- I think Tom is prejudiced.
Sami'nin görüşü ciddi şekilde bozulmuştu.
- Sami's vision was severely impaired.
Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.
- What you spend time doing in your childhood affects the rest of your life.
Hayal yaşamlarımızın her kısmını etkiler.
- Imagination affects every part of our lives.
Önerilen kanun çok kusurlu.
- The proposed law is very flawed.
Önerilen kanun esasen kusurludur.
- The proposed law is fundamentally flawed.