I lent him what little money I had.
 - Sahip olduğum az miktarda parayı ona ödünç verdim.
Poor as she was, she gave him what little money she had.
 - O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
 - Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
The bullet just shaved his cheek.
 - Az önce,kurşun onun yanağını sıyırarak geçti.
Paul telephoned just now.
 - Paul az önce telefon etti.
Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
 - Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve şimdi az önce gitti.
Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
 - Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
 - Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
A few years ago, our room had little furniture in it.
 - Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Tom will be back shortly.
 - Tom az sonra geri dönecek.
Tom arrived shortly after Mary left.
 - Tom Mary gittikten az sonra geldi.
A small amount of brandy is added to the whipped cream.
 - Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
He would be paid a small amount of money.
 - Az miktarda para ödenirdi.
Tom got here shortly after 2:30.
 - Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
Tom arrived shortly after Mary did.
 - Tom Mary geldikten az sonra geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
 - Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
We have a little time before the next train.
 - Bir sonraki trenden önce az zamanımız var.
I had little time to prepare the speech.
 - Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
We've only just begun.
 - Sadece az önce başladık.
I have only just begun.
 - Daha az önce başladım.