Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
- The man attacked her with the intention of killing her.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Tom nasıl dikkatlice dinleyeceğini biliyor.
- Tom knows how to listen attentively.
Tom dikkatlice dinledi.
- Tom listened attentively.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
- I need to know your intentions.
Onların amaçları açıktır.
- Their intentions are obvious.
Tom dikkatle dinliyor.
- Tom is listening intently.
Tom dikkatle Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary intently.
Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.
- They were listening to the lecture attentively.
O beni sabırla ve çok dikkatle dinledi.
- She listened to me patiently and very attentively.
Evet, bunu kasıtlı yaptım.
- Yes, I did this intentionally.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
- He broke the window intentionally.
Are you able to read the book attentively?
- Bist du dazu fähig, das Buch aufmerksam zu lesen?
Do your work with more attentiveness.
- Mache deine Arbeit mit mehr Aufmerksamkeit.