Tom hugged Mary from behind.
- Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
We were attacked from behind.
- Arkadan saldırıya uğradık.
I trusted him, and he stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
One of them hit me in the back.
- Bunlardan biri bana arkadan vurdu.
He attacked me from the rear.
- O bana arkadan saldırdı.
I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
We were attacked from behind.
- Arkadan saldırıya uğradık.
Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
- Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Last night, we celebrated a friend's birthday with cases of Champagne, we ended up completely wasted.
- Dün gece bir arkadaşınızın doğum gününü, saçıp savurarak tamamen tükettiğimiz şampanya kasalarıyla kutladık.
Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
- Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
- Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch.
- Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.
A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
We have a small backyard.
- Bizim küçük bir arka bahçemiz var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.