Öğleden sonra bir uçuş var mı?
- Is there a flight in the afternoon?
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
- Tom heard a noise behind him and turned around.
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
- Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.
- Somebody left his umbrella behind.
Beni arkada bırakmayın!
- Don't leave me behind!
Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
- Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Arabama arkadan çarpıldığı zaman boynum kırıldı.
- My neck snapped when my car was hit from behind.
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
- There was a large garden behind the house.
Nagoya'dan sonraki durak nedir?
- What's the stop after Nagoya?
Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.
- In their discourse after dinner, they talked about politics.
Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
- Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
- After months of negotiations, the peace treaty was completed.
Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
- After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Jane ran after the deer as fast as possible.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı.
- After a brief fight, they won.
Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.
- Tom couldn't get to sleep till after three last night.
Ben öğleden sonraları sık sık verandanın üstüne oturup okurum.
- I often sit on the porch and read in the afternoon.
O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?
- What does he do on Saturday afternoons?
Onlar mutluluğun peşindeler.
- They are after happiness.
Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- A cat ran after a mouse.
Tom onların ev ödevlerini yapmaları sonrasına kadar çocukların televizyon izlemelerine izin vermez.
- Tom doesn't let his children watch TV until after they've done their homework.
Ben kocamı gece yarısı sonrasına kadar bekledim.
- I waited for my husband till after midnight.
Havai fişek gösterisi fırtına nedeniyle 30 dakika sonra askıya alındı.
- The fireworks show was suspended after 30 minutes due to the thunderstorm.
Mağazalar sıcak nedeniyle öğleden sonra kapalıdırlar.
- Stores are closed in the afternoon because of the heat.
Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
- Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the horse is stolen.
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
- Tom closed his diary after writing about that day's events.
Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim.
- I'll see you again this afternoon.
Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı.
- The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.
Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- A cat ran after a mouse.
Bazı insanlar şöhretin peşinden gider.
- Some people go after fame.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
- Tom spent a few years behind bars.
Otobüs on dakika geç kaldı.
- The bus arrived ten minutes behind time.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Maria Sharapova, Williams kardeşlerin ardından, üçüncü en başarılı aktif kadın tenis oyuncusudur.
- Maria Sharapova is the third most successful active women's tennis player, behind the Williams sisters.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.
How about an après ski massage? Well, it’ll cost you $80 for fifty minutes at the Aspen Club, tip included. Thank goodness.
he will leave a trail of destruction after him.
So you punched out a window for ventilation. Was that before or after you noticed you were standing in a lake of gasoline?.
a painting after Leonardo da Vinci.
The after gun is abaft the forward gun.
The princess is next in line to the throne after the prince.
After your bad behaviour, you will be punished.
The amends he had made in after life were lost sight of in the dramatic glare of the original act.
After all that has happened, he is still my friend.
inquire after her health.
... The index at the back of a book, and after all that's ...
... girl that we have to look after, and ...