He looked down at the valley below.
 - Aşağıdaki vadiye baktı.
The reason why we cannot support his view will be given below.
 - Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.
She looked at me with tears running down her cheeks.
 - Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.
We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs.
 - Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.
The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them.
 - Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.
Tom has an inferiority complex.
 - Tom bir aşağılık kompleksine sahip.
Hanover is the capital of Lower Saxony.
 - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
The actual price was lower than I had thought.
 - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
Things are definitely going downhill.
 - İşler kesinlikle yokuş aşağı gidiyor.
He pushed the car downhill.
 - O arabayı yokuş aşağı itti.
No one should be subjected to such humiliation.
 - Hiç kimse böyle bir aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.
You can watch movies with English subtitles using this link.
 - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.
I'll be waiting downstairs.
 - Aşağı katta bekliyor olacağım.
I went back downstairs.
 - Aşağı kata geri gittim.
The actual price was lower than I had thought.
 - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
He shook his head up and down.
 - O, başını yukarı aşağı salladı.
Tom started bouncing up and down on the bed.
 - Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
It's better to be approximately right than completely wrong.
 - Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.