şimdikiler

listen to the pronunciation of şimdikiler
Турецкий язык - Английский Язык
the younger generation, the young people of today
şimdi
now

Shall we start the meeting now? - Toplantıyı şimdi başlatalım mı?

It's good now; neither too heavy nor too light. - O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.

şimdiki
current

Our current house is too small, so we decided to move. - Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.

Tom is Mary's current boyfriend. - Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.

şimdi
at the present time
şimdiki
{s} present

I am going to leave my present job. - Şimdiki işimi bırakacağım.

His present assistant is Miss Nokami. - Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.

şimdiki
present day
şimdiki
presentday
şimdiki
{s} instant
şimdiki
{s} actual
şimdi
yet

I have not heard a word from him as yet. - Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.

As yet, everything has been going well. - Şimdilik her şey yolunda gidiyor.

şimdi
hereby
şimdi
you see

How many do you see now? - Şimdi kaç tane görüyorsun?

Are you seeing anybody now? - Şimdi birini görüyor musun?

şimdi
(Konuşma Dili) here and now

I want you focus on the here and now. - Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.

I can't answer you here and now. - Sana şimdi yanıt veremem.

şimdi
now that

Tom has probably figured out by now that Mary is John's girlfriend. - Tom muhtemelen Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu şimdiye kadar anlamıştır.

Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life. - O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.

şimdi
away

The boarders are now away on vacation. - Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.

We have to do this right away. - Bunu şimdi yapmak zorundayız.

şimdiki
(Hukuk) incumbent
şimdiki
the present

You must live in the present, not in the past. - Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.

We are groping for a way out of the present situation. - Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.

şimdi
straightaway
şimdi
just

I heard a shot just now. - Ben şimdi bir silah sesi duydum.

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

şimdi
at present
şimdiki
immediate

My immediate boss is tough to please. - Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.

şimdiki
present-day
şimdi
now now
şimdi
at the moment

Where are you sitting at the moment? - Sen şimdi nerede oturuyorsun?

Where do you live at the moment? - Sen şimdi nerede oturuyorsun?

şimdi
anon
şimdi
now, at the moment, at present, just now
şimdi
presently
şimdi
today

Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past. - Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.

But for the safety belt, I wouldn't be alive today. - Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.

şimdi
just now

I heard a shot just now. - Ben şimdi bir silah sesi duydum.

I want you to take back what you said just now. - Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.

şimdi
nowadays

Nowadays, almost every home has one or two televisions. - Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.

That's not surprising nowadays. - Şimdi bu sürpriz değil.

şimdiki
present, current
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение şimdikiler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

şimdi
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda: "Şimdi daha bahtiyar bir haberi sevgili bir sesten bizzat duymaya imkân buluyoruz."- A. Ş. Hisar
şimdi
Az sonra, yakında
şimdi
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
şimdi
Az önce, biraz önce, demin
şimdi
Artık, bundan böyle, bu duruma göre
şimdi
Artık, bundan böyle, bu duruma göre: "Sizden kaçan hayvanı da şimdi kim bilir hangi semtte satacaklar?"- B. Felek
şimdiki
İçinde bulunulan anda olan veya yapılan, bu andaki, bu zamandaki
şimdiki
İçinde bulunulan anda olan veya yapılan, bu andaki, bu zamandaki: "Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı."- Y. Z. Ortaç