Onun öpücüğünü döndürdü.
- She returned his kiss.
Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
- I'll return to get my handbag.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
Amerika'ya geri döndü
- He returned to America.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.