İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
 - I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
 - Finding his office was easy.
Benim bulgularım durumun böyle olmadığını gösteriyor.
 - My findings suggest that that is not the case.
Tom'un bulgularımı tasdik etmesini istedim.
 - I asked Tom to confirm my findings.
Onun iş bulma şansı yoktu.
 - He had no luck in finding work.
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
 - Finding his office was easy.
Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.
 - We're finding it difficult deciding on which one to buy.
Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum.
 - I'm finding it difficult deciding on which one to buy.