Jefferson sakin kaldı.
 - Jefferson remained calm.
O, bir süre sessiz kaldı.
 - He remained silent for a while.
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
 - The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
Anonim kalmak istiyorsun.
 - You want to remain anonymous.
Bunda anonim kalmak istiyorum.
 - I want to remain anonymous in this.
Londra'da ne kadar kalacaksın?
 - How long will you remain in London?
Söz uçar, yazı kalır.
 - Words fly away, the written remains.
Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin.
 - You can still see the remains of the fortress there.
Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
 - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar.
 - They took away the remains of a civilization lost in history.
Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin.
 - You can still see the remains of the fortress there.
The light remained red for two full minutes.
... remained unchanged for centuries ...