Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
- The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.
- Ultraviolet rays are harmful to us.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Tomorrow I'll go to the beach and try to catch some rays.
Tom crosses the railroad tracks every morning on his way to work.
- Tom her sabah işe giderken demiryolu raylarını geçer.
Please don't play near the railroad tracks.
- Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
Please don't play near the railroad tracks.
- Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
Tom was leaning against the rail.
- Tom raya yaslanıyordu.
... radio, radar, microwaves, not to mention MRI scans, PET scans, x-rays. In other words, ...