Mahkumlar serbest bırakıldı.
- The prisoners were released.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Tutukluya özgürlüğü verildi.
- The prisoner was given his freedom.
Tutsak zincirle bağlıydı.
- The prisoner is in chains.
Hiçbir tutsak götürülmedi.
- No prisoners were taken.
Polis seni hapishaneye koyacak.
- The police will put you in prison.
Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
- It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
Tom bir yerde esir tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Onlar esir alındılar.
- They were taken prisoner.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
- By the time you get out of prison, she'll have been married.
Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
- When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
Tom cezaevinde olmayı hak ediyor.
- Tom deserves to be in prison.
Cezaevi suçluları islah eder mi?
- Does prison reform criminals?
Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
- The prisoner dug a hole under the prison wall.
Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.
O bir hükümlüye işkence etti.
- He tortured a prisoner.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
- Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Tutuklu hapishaneden kaçtı.
- A prisoner escaped from the prison.
Prison was a harrowing experience for him.
The academy was a prison for many of its students because of its strict teachers.