Tom müzik çalışmayı sever.
- Tom loves studying music.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
- In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.
Çalışarak harcadığından daha fazla zaman harcamalısın.
- You should spend more time studying than you do.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Evde İngilizce çalışıyorum.
- I'm studying English at home.