plenty-of

listen to the pronunciation of plenty-of
İngilizce - Türkçe
bol miktarda

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var. - You have plenty of time to catch the train.

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

bir dolu
pek çok

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum. - I know that plenty of guys want to go out with you.

bol

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

yığınla
hayli

Tom Boston'da bir hayli arkadaşı olduğunu söyledi. - Tom said he had plenty of friends in Boston.

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

çok

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı. - Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.

bolca

Tom bolca tavsiye alacak. - Tom will get plenty of advice.

Benim bolca fikirlerim var. - I have plenty of ideas.

İngilizce - İngilizce
a lot of -, much -
plenty-of

    Videolar

    ... but there actually was plenty of will, ...
    ... plenty of time to respond. We are quite aware of the clock for both of you. But I want to ...