plenty-of

listen to the pronunciation of plenty-of
İngilizce - Türkçe
bol miktarda

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı. - He had plenty of money for his trip.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

bir dolu
pek çok

Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum. - I know that plenty of guys want to go out with you.

Kalan pek çok şey var. - There's plenty of stuff left.

bol

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

yığınla
hayli

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

Tom Boston'da bir hayli arkadaşı olduğunu söyledi. - Tom said he had plenty of friends in Boston.

çok

Tom Boston'da iken konserlere gitmek için kesinlikle çok fırsatı oldu. - Tom certainly had plenty of opportunities to go to concerts while he was in Boston.

Tom'un çok zamanı olmalı. - Tom should have plenty of time.

bolca

Benim bolca fikirlerim var. - I have plenty of ideas.

Endişelenme. Bolca suyumuz ve yiyeceğimiz var. - Don't worry. We have plenty of water and food.

İngilizce - İngilizce
a lot of -, much -
plenty-of

    Videolar

    ... but there actually was plenty of will, ...
    ... plenty of time to respond. We are quite aware of the clock for both of you. But I want to ...