plenty-of

listen to the pronunciation of plenty-of
İngilizce - Türkçe
bol miktarda

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var. - You have plenty of time to catch the train.

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

bir dolu
pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Aynı hatayı iki kez yapma. Pek çok başka seçenek var. - Don't make the same mistake twice. There are plenty of other options.

bol

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

Bu yıl bol yağmur vardı. - We have had plenty of rain this year.

yığınla
hayli

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

Tom'un hayli seçeneği var. - Tom has plenty of options.

çok

Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı. - Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

bolca

Benim bolca fikirlerim var. - I have plenty of ideas.

Endişelenme. Bolca suyumuz ve yiyeceğimiz var. - Don't worry. We have plenty of water and food.

İngilizce - İngilizce
a lot of -, much -