place a vehicle in a location for an extended period of time

listen to the pronunciation of place a vehicle in a location for an extended period of time
İngilizce - Türkçe

place a vehicle in a location for an extended period of time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

park
{f} park etmek

Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu. - Tom circled the block looking for a place to park.

Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır? - Why is it easier to park the car backwards than forwards?

park
{i} park
park
yeşil alan
park
(Bilgisayar) beklet
park
koymak
park
{f} park et

Tom Mary'ye başka bir yerde park etmesini söyledi. - Tom told Mary to park somewhere else.

Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı. - Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.

park
bırakmak
park
{i} koruma altına alınmış arazi
park
{f} parketmek
park
(Askeri) PARK ETMEK: Top ve araçları garnizonda veya kampta muntazam bir şekilde tertiplemek
park
ordu mühimmatının biriktirildiği yer
park
bir araya biriktirmek
park
(isim) park, futbol sahası [brit.], koruma altına alınmış arazi, otopark, spor alanı
park
{i} futbol sahası [brit.]
park
vahşi hayvanlar için çitle ayrılmış geniş saha
park
{i} otopark

Ben yasadışı otopark için 20 dolar para cezasına çarptırıldım. - I was fined 20 dollars for illegal parking.

Tom otoparktaki her kirli araba ön camına adını yazdı. - Tom wrote his name on every dirty car windshield in the parking lot.

park
arabayı park etmek
İngilizce - İngilizce
{f} park
place a vehicle in a location for an extended period of time

    Heceleme

    place a ve·hi·cle in a lo·ca·tion for an ex·tend·ed pe·ri·od of time

    Türkçe nasıl söylenir

    pleys ı vihîkıl în ı lōkeyşın fôr ın îkstendıd pîriıd ıv taym

    Telaffuz

    /ˈplās ə ˈvēhəkəl ən ə lōˈkāsʜən ˈfôr ən əkˈstendəd ˈpərēəd əv ˈtīm/ /ˈpleɪs ə ˈviːhɪkəl ɪn ə loʊˈkeɪʃən ˈfɔːr ən ɪkˈstɛndəd ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm/