Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
- You look great in these photos.
Bu yeni bir fotoğraf mı?
- Is this a recent photo?
Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.
Tom zarftan birkaç resim çıkardı ve onları Mary'ye gösterdi.
- Tom pulled several photos out of the envelope and showed them to Mary.
Ne zaman bana resimlerinden birini göndereceksin?
- When will you send me one of your photos?
Fotoğraf çekimi eğlencelidir.
- The photo shoot was fun.
Bugün Tom ile fotoğraf çekimi yapıyorum.
- I'm doing a photo shoot with Tom today.
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
- They showed me a lot of beautiful photos.
Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.
- Tom's hobby is collecting photos of cars.
Bütün fotolar onun Twitter hesabına gönderildi.
- All the photos were posted on her Twitter profile.
Take a photo of the car.
A photograph can't explain the reasons.
- A photograph cannot explain the reasons.
Who is the photographer?
- Who's the photographer?
... And we also took a photo sphere out ...
... So, no, it doesn't run my life, because getting my photo ...