İngilizce - Türkçe
past participle of see teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- seen
- görülen
Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.
-What has been seen can not be unseen.
Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.
-There were a lot of stars seen in the sky.
- seen
- gözükmek
- seen
- görülmek
Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.
-Tom didn't want to be seen with Mary.
Sonuç görülmek için kalır.
-The result remains to be seen.
- seen
- {f} gör
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
-I turned off the TV because I had seen the movie before.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
-Germs can only be seen with the aid of a microscope.
- seen
- görüldü
O, evin dışına giderken görüldü.
-He was seen going out of the house.
Ben camı kırarken görüldüm.
-I was seen to break the window.
- seen
- f., bak. see 1
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
past participle of see teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- seen
- past participle of
- awoken
- past participle of
- unfastened
- past participle of
- unblocked
İlgili Terimler
past participle of see
Heceleme
past par·ti·ci·ple of seeTelaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler