Tom'un önyargılı olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is biased.
Önyargılı bir fikrim olduğunu biliyorum.
- I know I have a biased opinion.
Çikolatalı keke düşkündür.
- She is partial to chocolate cake.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
Bu taraflı bir makale.
- This is a biased article.