Sebep olmadan asla kızgın olmam.
 - I'm never angry without reason.
Televizyon olmadan yaşayamam.
 - I can't live without a TV.
O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.
 - He believed that blacks could win their fight for equal rights without violence.
Herhangi birinin yardımı olmaksızın onu yapabileceğimi düşündüm.
 - I thought I could do it without anybody's help.
O olmadan bunu yapamayız.
 - We can't do this without him.
O olmadan bunu yapamayız.
 - We can't do this without her.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
 - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.
 - Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
 - I'd never borrow anything of yours without asking first.
Sizin yardımınız olmadan onu yapamazdım.
 - I couldn't have done that without your help.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
 - It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.