They saw a strange animal there.
- Onlar orada garip bir hayvan gördü.
He often eats breakfast there.
- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
That boy over there will be Tom's brother.
- Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı.
He is older than the boy who is over there.
- O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır.
Those who dig a grave for others will fall therein.
- Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.
Can you see anything out there?
- Orada bir şey görebiliyor musun?
What do you think's out there?
- Orada ne olduğunu düşünüyorsun?
I looked all around, but I could see nobody there.
- Bütün çevreye baktım ama orada kimseyi göremedim.
There was nobody under 30 around.
- Orada 30 yaşın altında hiç kimse yoktu.