Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.
- He's a regular at the bars and pubs around here.
Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
- Tom walked into the pub and ordered a pint of beer.
Köşe başında bir meyhane var.
- There's a pub just around the corner.
Dan'ın arabası bir meyhanenin dışında bulundu.
- Dan's car was found outside a pub.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
Birahanede Tom arkadaşına son kadehi içelim! dedi.
- Let's have one for the road!, Tom told his friend at the pub.