You can also ride on an old, restored, steam train.
- Eski, onarılmış, buharlı bir trene de binebilirsin.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
Have you ever mended your carpets?
- Hiç halılarını onardın mı?
This broken vase cannot be repaired.
- Bu kırık vazo onarılamaz.
About how much would it cost to have this chair repaired?
- Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
You should've fixed it right away.
- Bunu hemen onarmalıydınız.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
My bicycle needs fixing.
- Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.
This car needs repairing.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.
Tom knows how to repair computers.
- Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.