While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.
- Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
Please follow the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uyun.
She likes her school a lot.
- O okulunu çok seviyor.
I had to drop out of college and get a job.
- Okuldan ayrılıp bir iş bulmak zorunda kaldım.
Tom doesn't know why Mary dropped out of college.
- Tom, Mary'nin neden okuldan ayrıldığını bilmiyor.
There used to be a coffee shop near the school.
- Okula yakın bir kahvehane vardı.
I go by that shop every morning on my way to school.
- Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.