offensive to one's sensibilities or morality

listen to the pronunciation of offensive to one's sensibilities or morality
İngilizce - Türkçe

offensive to one's sensibilities or morality teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

ugly
çirkin

Senin ve benim aramda, şişman çirkin adam diyette. - Between you and me, the fat ugly man is on a diet.

Karısı bana çirkin görünmüyor. - His wife doesn't seem ugly to me.

ugly
{s} suratsız
ugly
ukubet
ugly
kaknem
ugly
aybacar
ugly
aksi
ugly
ters
ugly
pis

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

ugly
yaman
ugly
iğrenç

Hamam böceklerinden korkuyorum çünkü onlar iğrenç ve çirkinler. - I'm afraid of cockroaches, because they are disgusting and ugly.

ugly
{s} biçimsiz

Bana göre, o, biçimsiz bir bina. - That's an ugly building, in my opinion.

Benim evim eski ve biçimsiz. - My house is old and ugly.

ugly
{s} fırtınalı

Hava fırtınalı olacak. - It's going to be ugly.

ugly
{s} k.dili. ters, huysuz
ugly
{s} tatsız

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor. - This tree bears ugly fruits.

ugly
{s} kötü

Tom Mary'nin ona verdiği saatin kötü olduğunu düşündü. - Tom thought the watch Mary had given him was ugly.

Tom ve Mary kötü bir ayrılma yaşadı. - Tom and Mary had an ugly divorce.

ugly
ters/çirkin
ugly
{s} kötü, tatsız, nahoş
ugly
ugliness çirkin veya iğrenç olma
ugly
{s} huysuz
ugly
ugly duckling küçüklüğünde çirkin olan fakat sonra gelişip güzelleşen kimse
İngilizce - İngilizce
ugly

He played an ugly trick on us.

offensive to one's sensibilities or morality

    Heceleme

    of·fen·sive to one's sensibilities or mo·ral·i·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    ıfensîv tı wʌnz sensîbîlîtiz ır mırälıti

    Telaffuz

    /əˈfensəv tə ˈwənz ˌsensəˈbələtēz ər mərˈalətē/ /əˈfɛnsɪv tə ˈwʌnz ˌsɛnsɪˈbɪlɪtiːz ɜr mɜrˈælətiː/