O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.
- She made believe that she was sick.
Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
- Can a case be made for late-term abortions?
Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.
- I made a temporary repair to the broken door.
Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım.
- No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.
Tom bir deli gibi çalıştı.
- Tom worked like a madman.
O, müziği deli gibi seviyor.
- He is mad about music.
Niçin bana kızgınsın?
- Why are you mad at me?
Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.
- You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.
Çağırılmadığı için sinirliydi.
- He was mad because he was not invited.
Hiçkimseye sinirli değilim.
- I'm not mad at anybody.
Tom çılgın gibi görünüyor.
- It looks like Tom is mad.
Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı.
- Tom was madly in love with Mary.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
- He was so sad that he almost went mad.