Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.
- The island is about two miles off the coast.
Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.
- I saw a fishing boat about a mile off the shore.
Her biri bin dolar ödedi.
- Each person paid one thousand dollars.
Bu antika saat bin dolar değer.
- This antique clock is worth one thousand dollars.
O gün projemizde önemli bir dönüm noktasıydı.
- That day was an important milestone in our project.
Sayın Bingley'e babasından yaklaşık yüz bin lira miras kaldı.
- Mr. Bingley avait hérité d’environ cent mille livres de son père.
Three per mille.
A journey of a thousand miles begins with a single step.
- Un voyage de mille milles commence par un simple pas.
My house is only a mile from here.
- Ma maison est seulement à un mille d'ici.
That restaurant prepares two thousand meals every day.
- Ce restaurant sert deux mille repas par jour.
Our total debts amount to ten thousand dollars.
- Notre dette totale s'élève à dix mille dollars.