Tom'un canı şimdi bir şey yemek istemiyor.
- Tom non ha voglia di mangiare niente adesso.
Peynir yemek istiyorum.
- Voglio mangiare il formaggio.
Yemek yemek istememe rağmen, yemek yiyecek yeterli zamanımın olmadığını fark ettim.
- Nonostante volessi mangiare realizzai che non avevo abbastanza tempo per farlo.
Hangisini yapmayı tercih edersin, evde yemek yemeyi mi yoksa yemek yemek için dışarı çıkmayı mı?
- Cosa preferisci, mangiare a casa o andare a mangiare fuori?
What do you have to eat today?
- Cos'avete da mangiare oggi?
Have you fed the dog?
- Hai dato da mangiare al cane?
Rabbits like to eat carrots.
- Ai conigli piace mangiare le carote.
Wash your hands before eating.
- Lavati le mani prima di mangiare.