makyajcı

listen to the pronunciation of makyajcı
Türkçe - İngilizce
make-up artist
A person who creates makeup and prosthetics for theatrical, television, film, fashion, magazines and similar productions
artist who does makeup for movies or theatrical productions
makyaj
make up

She puts on a lot of lipstick when applying make up. - O makyaj yaparken bir sürü ruj sürer.

Tom doesn't like women who wear way too much make up. - Tom çok makyaj yapan kadınları sevmez.

makyaj
{i} paint

Do you want me to paint you? - Sana makyaj yapmamı ister misin?

He had his wife painted. - O, karısına makyaj yaptırdı.

makyaj
makeup

She wears heavy makeup. - O, koyu makyaj yapar.

Even without makeup, she's very cute. - Makyajsızken bile çok hoş.

makyaj
{i} toilet
makyaj
make-up

I've got to take a make-up test. - Bir makyaj testi yaptırmam gerekiyor.

I've got to take a make-up test. - Bir makyaj testi yaptırmam lazım.

Türkçe - Türkçe
Makyaj yaparak geçimini sağlayan kimse, düzgüncü
makyöz
makyaj
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler
makyaj
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı, düzgün. İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler
makyaj
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı, düzgün