likely to continue; viable

listen to the pronunciation of likely to continue; viable
İngilizce - Türkçe

likely to continue; viable teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

going
gidiş

Şiddetli yağmur gidişimi engelledi. - A heavy rain prevented me from going.

Gidişini hiçbir şey durdurmaz. - Nothing will stop his going.

going
gelecek zamanı belirten yardımcı fiil
going
{f} git

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim. - Before going to study in Paris, I must brush up on my French.

going
şu anki
going
mevcut
going
çalışan
going
yaşayan
going
işleyen
going
gidiş hızı
going
{i} giden

Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır. - The number of students going abroad is on the increase.

Köprünün üstünde giden trene bak. - Look at the train going over the bridge.

going
I am going to do this
going
{i} gidişat

Böyle gidişatı onaylamıyorum. - I don't approve of such goings-on.

going
(sıfat) giden, işleyen, başarılı (iş), satılan (mal)
going
{i} ilerleme hızı: That part of the road is hard going. Yolun o bölümünden geçmek zor. This book's heavy going. Bu kitabı
going
{i} yol durumu
going
{i} tempo
going
goings on olup bitenler
going
{i} gidiş, ayrılış
İngilizce - İngilizce
going

He didn't want to make an unsecured loan to the business because it didn't look like a going concern.

likely to continue; viable