Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I will give you a laptop.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I will give you a laptop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I'll give you a laptop computer.
Tom diz üstü bilgisayarına bir bardak süt döktü.
- Tom spilled a glass of milk on his laptop.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
- I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
... And it's been number one on Amazon in laptops for 190 ...
... You know, we use tablets, phones, laptops, and even the ...