O, kendi hayatı hakkında güçsüz hissediyor.
- He feels powerless about his own life.
Ölümün yüzü karşısında güçsüzdü.
- He was powerless in the face of death.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
- I don't like feeling so powerless.
You are powerless to stop me.