Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
 - They're loading crude oil onto the ship.
Ham petrol bu fabrikada arıtılır.
 - Crude oil is refined at this plant.
Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.
 - Mike made a crude table out of logs.
Tom Mary'nin giyinme tarzı hakkında basit bir şey söyledi.
 - Tom said something crude about the way Mary was dressed.
Babamın varlığında kaba şakalar yapma.
 - Don't tell crude jokes in the presence of my father.
Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.
 - I was offended by her crude manners.
Onun yanıtı nezaketsizdi.
 - His answer was crude.
Onun nezaketsiz şakaları Jane'i kızdırdı.
 - His crude jokes made Jane angry.
Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
 - They're loading crude oil onto the ship.
Ham petrol bu fabrikada arıtılır.
 - Crude oil is refined at this plant.