Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Please don't speak so fast.
- Lütfen çok hızlı konuşma.
Hold the line please. I'll put you through to his office.
- Hatta kalın lütfen. Ben sizi onun ofisine bağlayacağım.
Please hold the line a moment.
- Biraz bekleyin, lütfen.
Will you kindly let me have a look at it?
- Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
Kindly clear the table after your meal.
- Lütfen yemeğinden sonra masayı temizle.