kuzeydeki

listen to the pronunciation of kuzeydeki
Türkçe - İngilizce
north

He sprang from one of the best families in the north. - O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.

Many in the North felt slavery was wrong. - Kuzeydeki birçok kişi köleliğin yanlış olduğunu düşünüyordu.

{s} northerly
Kuzey
(isim) North

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland. - Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan. - Tsez dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.

kuzey
{s} northern

My house is in the northern part of the city. - Evim şehrin kuzey kesiminde.

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland. - Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

kuzey
nord
kuzey
septentrion
kuzey
the north

My house is in the northern part of the city. - Evim şehrin kuzey kesiminde.

There is bad weather in the north. - Kuzeyde kötü hava var.

kuzey
spanish america
kuzey
norton
en kuzeydeki
northernmost
kuzey
north; northern
kuzey
boreal

One of my dreams is to one day see the aurora borealis. - Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.

kuzey
northem. K
kuzey
northerly
Türkçe - Türkçe

kuzeydeki teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

KUZEY
Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer
KUZEY
Bu yöne düşen, bu yönle ilgili olan, şimali
KUZEY
Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı
KUZEY
Yıldız
Kuzey
şimal
kuzey
(Osmanlı Dönemi) şimâl
kuzeydeki