The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
It was a party to celebrate her birthday.
- O, onun doğum gününü kutlamak için bir partiydi.
This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
- Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
- Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
I called up my friend to congratulate him on his success.
- Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.
Lincoln was glad the celebrations were over.
- Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
Tens of thousands of people gathered in Saint Peter's Square on Sunday morning, despite the cold and the rain, to take part in Solemn Mass with Pope Francis in celebration of Easter.
- On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.
They held a congratulatory banquet.
- Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.
Jews don't celebrate the holocaust, they commemorate it.
- Yahudiler soykırımı kutlamazlar, onu anarlar.
My friends congratulated me on my success.
- Arkadaşlarım benim başarımı kutladılar.
Tom congratulated Mary on her graduation.
- Tom Mary'nin mezuniyetini kutladı.
The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
We celebrate Christmas every year.
- Biz her yıl Noel'i kutlarız.
Republic Day is celebrated on the twenty-sixth of January.
- Cumhuriyet Bayramı yirmi altı Ocakta kutlanır.
Tom and Mary celebrated their success.
- Tom ve Mary onların başarısı kutladı.