We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech.
 - Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
 - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
 - Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
 - Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
 - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
His lectures are very long.
 - Onun konferansları çok uzun.