konferansçı

listen to the pronunciation of konferansçı
Türkisch - Englisch
prelector
lecturer

The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner. - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.

We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech. - Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.

konferans
(Hukuk) conference

Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo. - Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.

She is working as a volunteer interpreter at the international conference. - Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.

konferans
lecture

Many students were present at the lecture. - Çok sayıda öğrenci konferansta hazır bulundu.

The lecture started on schedule. - Konferans vaktinde başladı.

konferans
{i} proceeding
konferans
(Bilgisayar) conferencing
konferans
public lecture
konferans
reading
konferans
news conference
konferans
thinkin
konferans
(international) conference
Türkisch - Türkisch
Konferans veren kimse, konuşmacı, hatip
KONFERANS
(Osmanlı Dönemi) Fr. Dinleyicilere herhangi bir mevzu hakkında bilgi vermek gayesiyle yapılan konuşma
konferans
Milletlerarası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı: "Hatta milletlerarası konferanslara gazetelerde adı geçebilecek, yüksek seviyeli bir konuşucu mu yollarız."- F. R. Atay
konferans
Milletler arası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma: "Hiçbir konferansa zevkle gittiğimi hatırlamam."- O. V. Kanık
konferansçı
Favoriten