He wore a pullover sweater to keep from getting cold.
- Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.
This pullover does not cost much. It is very cheap.
- Bu kazak fazla tutmaz. O çok ucuz.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
I'm wearing a sweater because I'm cold.
- Üşüdüğümden dolayı bir kazak giyiyorum.
That red sweater looks good on you.
- O kırmızı kazak üzerinde iyi görünüyor.
My school has Uighur, Han, Kazakh, Hui, Mongol, Kirghiz, Xibo, Tajik, and Uzbek ethnicities, among others.
- Benim okul, diğerleri arasında, Uygur, Han, Kazak, Hui, Moğol, Kırgız, Xibo, Tacik ve Özbek etnik kökenlere sahiptir.
Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
- Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.