Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.