Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- I don't think about you in that way.
Bu şekilde, çok fazla zamanı boşa harcarız.
- In this way, we waste a lot of time.
İşler bu şekilde devam ederse yine aynı hatayı yapacaksın.
- You'll make the same mistake if things continue in this way.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
I really wanted a clear photo of the president, but all the journalists were in the way.
... as their country. Understand themselves as Americans in every way except having papers. ...
... and so much that they have an effect every session of way i feel ...