Onun söyledileri bir anlamda doğrudur.
- What he said is true in a sense.
Bir anlamda, böyle bir siyasi harekete bir devrim denilebilir.
- In a sense, such a political movement may be called a revolution.
Bir bakıma, yanılıyorsun.
- In a sense, you are wrong.
Bir bakıma, o doğrudur.
- In a sense, it is true.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.