Çanta büyüktü ve dahası ağırdı.
- The bag was big, and moreover, it was heavy.
O gün soğuktu ve dahası yağmur başlamıştı.
- It was cold that day, and moreover it began to rain.
Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım.
- Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.
Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.
- The house looked good; moreover, the price was right.