ikramiye

listen to the pronunciation of ikramiye
Türkçe - İngilizce
premium
perk

Working here has its perks. - Burada çalışmak onun ikramiyesidir.

prize
perquisite
reward
bonus

When you rob a bank, you go to jail. When a bank robs you, they hand out bonuses. - Sen bir banka soyduğunda hapse girersin. Bir banka seni soyduğunda, onlar ikramiye verirler.

Tom is given a bonus three times a year. - Tom'a yılda üç kez ikramiye verilir.

sweepstake
bounty
bonus; premium
gratuity
bonus, perquisite, perk; prize, lottery prize
prize (in a lottery)
gratification
plum
lottery prize
(Ticaret) emolument
indemnity
ikramiye kazanmak
to win a prize
ikramiye listesi
prize list
ikramiye sahibi
prize winner
ikramiyeler
jackpots
büyük ikramiye
jackpot
büyük ikramiye
the first prize
büyük ikramiye first prize
(in a lottery)
büyük ikramiye kazanmak
hit the jackpot
Türkçe - Türkçe
Piyangoda bir kimseye çıkan para veya nesne
Piyangoda bir kimseye çıkan para ya da mal
Bir yerde çalışan kimselere genellikle kazançtan dağıtılan veya iyi çalıştıkları için verilen aylık dışı para
İKRAMİYE
(Osmanlı Dönemi) Satıcı tarafından pazarlığın hâricinde olarak müşteriye yahut arada vasıta olana verilen şey
İKRAMİYE
(Osmanlı Dönemi) Bazı teşekkül ve müesseselerin belirli zamanlarda, hisse sahiplerine kur'a çekerek dağıttıkları para
İKRAMİYE
(Osmanlı Dönemi) Memurlara maaş haricinde ve her sene belli bir zamanda verilen para
İKRAMİYE
(Osmanlı Dönemi) Hürmet ve mükâfat için verilen para veya hediye
İKRAMİYE
(Osmanlı Dönemi) Yapılan iyilik karşılığı olarak verilen hediye veya para
ikramiye