hi̇sset

listen to the pronunciation of hi̇sset
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
Türkçe - İngilizce

hi̇sset teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

hisset
{f} felt

She was very well before lunch, but felt sick afterward. - O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

hisset
{f} feeling

Tom wasn't feeling particularly talkative. - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.

I was not feeling very hungry. - Çok aç hissetmiyordum.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hisset
{f} feel

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

kendini evinde hisset
Make yourself feel at home