You should prepare for the worst.
 - En kötüsü için hazırlanmalısın.
He prepared his speech very carefully.
 - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
He was in charge of preparing a magazine for publication.
 - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
 - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He has drawn up a will.
 - O, bir vasiyetname hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
 - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
 - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.