Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother gave me a cute doll.
O sevimli bebek onların aşkının meyvesidir.
- That cute baby is the fruit of their love.
Şirin olduğunu biliyorum.
- I know that she is cute.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
- He's really cute, and so I like working with him.
O çok sevimli ve o gerçekten zekidir.
- He's very cute and he's really smart.
O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
- Sweet words bring the snake out of its hole.
Mary'nin hoş olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think Mary's cute?
Makyajsızken bile çok hoş.
- Even without makeup, she's very cute.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Şekerlemeye dayanamaz.
- He can't resist sweets.
Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.
- Tom is really smart and also kind of cute.