Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik.
 - Our present house is too small, so we decided to move.
Kabinenin her üyesi mevcuttu.
 - Every member of the cabinet was present.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
 - My uncle is staying in Hong Kong at present.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
 - At present they are working for a big company in England.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
 - You must live in the present, not in the past.
Şimdiki işimi bırakacağım.
 - I am going to leave my present job.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
 - I got you a pen as a birthday present.
Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
 - Tom never fails to send a birthday present to his father.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
 - You must live in the present, not in the past.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
 - All of us are connected with the past and the future as well as the present.
Şu anki maaşından memnun musun?
 - Are you content with your present salary?
Tom şu anki maaşından memnun değil.
 - Tom isn't content with his present salary.
Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur.
 - Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.
Tom bugünkü toplantıda hazır olacak.
 - Tom is going to be present at today's meeting.